MÜZİK ALGISI ÖLÇME-DEĞERLENDİRME SINAVLARINDA SES İŞLEME ARAÇLARININ KULLANILABİLİRLİĞİ

Program Kodu: 1001
Proje No:
 215K017
Proje Yürütücüsü:
 Doç. Dr. Ozan BAYSAL
Araştırmacı: 
Doç. Dr. Barış BOZKURT
Danışmanlar:
 Prof. Dr. Nilgün DOĞRUSÖZ DİŞİAÇIK, Prof. Dr. Turan SAĞER
Bursiyerler:
 Burçin Bahadır GÜNER, Oğul KÖKER

Özet: Ülkemizdeki üniversite ve lise düzeyindeki konservatuarlara öğrenci kabulü, adayların müzik algı ve becerisini ölçmeye yönelik giriş sınavlarıyla yapılmaktadır. Bu sınavlar, kısıtlı bir zaman diliminde çok sayıda öğrencinin teker teker jüri önünde değerlendirilmesini gerektirdiği için birçok pratik zorluk içermektedir. Birçok kurumda sınavlar iki aşamalı yapılmakta, ilk aşamada adayın müzik algısı test edilerek ön eleme yapılmaktadır. 2016 yılında çalışmalarına başlanan Tübitak 1001 programına ait 215K017 no’lu projemiz, müzik algısının ses, melodi ve ritim gibi temel kategoriler üzerinden değerlendirildiği bu tip ön eleme sınavlarında ses/mühendislik teknolojisi araçlarının kullanılarak sınavların daha etkin yapılma potansiyelini araştırmıştır. Bunun için öncelikle eleme sınavlarından alınan aday performans kayıtları ve jüri değerlendirme raporları eşleştirilerek geniş bir veritabanı oluşturulmuş, daha sonra bu veritabanı kullanılarak ‘başarılı’ ve ‘başarısız’ icra değerlendirmeleri bilgisayar ortamında analiz edilmiştir. Buna ek olarak ayrıca bir ölçme aracı tasarlanmış ve gönüllü katılımcılar aracılığıyla puanlayıcıların ses dikliği ve ses aralığı entonasyonlarındaki tolerans aralıkları saptanmıştır. Tasarlanan frekans analiz araçlarının bu bilgilerden hareket ile, tek-ses, çift-ses ve üç-ses gibi ses algısına yönelik soru kategorilerinde aday sesinin temiz bir şekilde alındığı durumlarda başarılı sonuçlar sunduğu gözlemlenmiştir. Aday performans kayıtlarının jüri değerlendirme raporları ile örtüştürülerek yapılan analizler doğrultusunda tasarlanan ezgi ve ritim performansı analiz sistemleri ise sırasıyla %86 ve %81 düzeylerinde jürilerle uyumlu notlama yapabilmektedir. Bu düzeyin daha fazla yükseltilememesinin nedeni jüri değerlendirilmelerinde rastlanılan ayrışmalardan kaynaklanmıştır. Daha çok jüri grupları arasında karşılaşılan bu ayrışmalar, değerlendirme kriterleri arasındaki farklılıklar ve sınırda kalan bir adayı barajın üzerine taşımak gibi adayların lehine hareket edilen durumlarda kendini göstermektedir. Sonuç olarak “Müzik Algısı Ölçme-Değerlendirme Sınavlarında Ses İşleme Araçlarının Kullanılabilirliği” hususunda tasarlanan teknolojilerin bu yetkinliğe sahip olduğu görülmüştür. Ancak melodi ve ritim tekrarı verilerindeki bazı uyumsuzluklardan dolayı başarı düzeylerinin belirli bir oranın üzerine çıkamadığı saptanmıştır. Sınav jürisi olabilme yetkinliğine sahip uzmanlardan kontrollü ortamlar içerisinde çeşitli ölçme araçları yardımıyla toplanacak ek veriler ile başarılı bir otomatik değerlendirme sisteminin eğitilmesi mümkündür.


MEVLEVİ AYİNLERİNDE “SÖZ BOYAMA”

Program Kodu: 1001
Proje No:
 117K383
Proje Yürütücüsü:
 Doç. Dr. Ozan BAYSAL
Danışmanlar:
 Prof. Dr. Nilgün DOĞRUSÖZ DİŞİAÇIK, Prof. Dr. Gözde ÇOLAKOĞLU SARI
Bursiyerler: Elif ÖZEN, Salih DEMİRTAŞ

Özet: 2017 yılında çalışmalarına başlanan Tübitak 1001 programına ait 117K383 no’lu projesinde Türk Musikisi repertuarının en sanatlı ve en ciddi formu olan Mevlevi Ayin’lerindeki söz-müzik anlam bütünlüğü incelenmiş, özünde programatik bir yapıya sahip olan Mevlevi Ayin türünde “söz boyama” tekniğine benzer bir tekniğin besteciler tarafından bilinçli veya yarı-bilinçli olarak kullanımı araştırılmıştır. 11 tanesi farklı edisyonlardan karşılaştırılmalı olarak analiz edilen toplam 53 eserden elde edinilen bulgular gerek Mevlevi Ayin besteciliğinde güftenin bestelemeye etkisinin olduğunu, gerekse benzer tip sözel ve sembolik anlamlar için gelenek içerisinde benzer müzikal tercihlerin kullanıldığını somut olarak ortaya koymuştur. Sözel Anlamın müziğe yansıtılmasında kullanıldığı tespit edilen başlıca kategoriler, (1) Çeşni-Makam değişimleri, (2) Ezgisel Hattaki yön ve şekil değişimleri, (3) Belirli müzikal aralıkların vurgulanması, (4) Cümle Ritmi ve Zaman Değişimleri ve (5) müzik ve müzikötesi ilişkilendirmeleri gibi özel durumlardır. Ulusal ve uluslararası literatürde Türk Musikisine yönelik benzer bir çalışma daha önce yapılmamıştır. Projenin bulguları bu açıdan ülkemizdeki müzikoloji çalışmalarında genişleyecek yeni bir alanın habercisi niteliğindedir.


2007-2017 YILLARI ARASINDA TÜRKİYE’DEKİ POPÜLER MÜZİK ÜRETİMİNİN BETİMSEL VE SEMİYOTİK ANALİZİ

Proje No: 215K165
Proje Yürütücüsü:
 Prof. Songül KARAHASANOĞLU
Proje Araştırıcısı:
 Doç. Dr. Elif Damla YAVUZ
Danışman:
 Prof. Dr. Gözde ÇOLAKOĞLU SARI
Bursiyerler:
 Onur KARABİBER, Kader TÜNGÜÇ, Güncel Gürsel ARTIKTAY
Ayrılan Bursiyer:
 Nihan TAHTAİŞLEYEN

Özet: Popüler müzik, ister “sıradan insan”ın üretimi olarak, ister kitle üretimi olarak (Storey, 2003), isterse de kültür endüstrisinin metası olarak kabul edilsin üretildiği ve tüketildiği toplumun sosyal ve ekonomik yapısına dair bir dizi anlamı ve anlatıyı barındırır. Bu anlam ve anlatıların analizinde ana eksen, Theodor W. Adorno (1944) ve Frankfurt Okulu, Antonio Gramsci (1971), Simon Firth (1978), Stuart Hall (1980), Richard Hoggart (1957) ve Birmingham Okulu’nun izinden giderek popüler müziği sınıflar arasındaki hegemonya ilişkilerinin tezahür ettiği alanlardan biri olarak ele almaktır. Bu nedenle popüler müzik çalışmalarında çoğunlukla bu ilişkilerin kendisine ve popüler müzik endüstrisinin işleyişine odaklanılır. Müzikbilimi ise bu çalışmalara en temel yöntemi olan müzik analiziyle katılır. Fakat bu noktada öncelikli olarak ne tür bir müzik analizinin devreye sokulması gerektiği düşünülmelidir. Zira Avrupa müziği geleneğini analiz etmek için geliştirilen parametrelerden yola çıkmak, örneğin parçaların makam, dizi ve usûllerini saptamak, formunu bulmak, yukarıda verilen tanım bağlamında popüler müziğin üretildiği ve tüketildiği toplumsal yapıyla bağlarını anlamada yetersiz kalır. Nitekim böylesi yaklaşımların özellikle Avrupa dışı müzik geleneklerinin ve popüler müziklerin analizinde yetersiz kalışı, müzikbilimciler tarafından sıklıkla nesnelcilik (Seeger, 1958) ve Avrupa-merkezci oryantasyon (Lomax, 1956 ve 1959) eleştirileriyle dile getirilmiştir.

Bu projede bahsedilen eleştiriler ışığında Türkiye’deki popüler müzik üretimini betimsel ve semiyotik müzik analizi yöntemleriyle ele almak, salt Avrupa merkezci müzik analizinden temellenmeyen müziksel parametrelerden yola çıkarak popüler müzik aracılığıyla oluşturulan anlamları, anlatıları ve müziksel iletişim ifadelerini ortaya koymak hedeflenmektedir. Böylece Türkiye’deki popüler müzik çalışmalarında hem kuramsal olarak hem de uygulamalı olarak kullanılmamış yöntemler ilk kez analiz ve değerlendirmeye dahil edilecek, salt müzikbilimi için değil, popüler kültürü konu edinen diğer sosyal bilimler için de alternatif bir model ortaya konacak, bilimsel rapor, makale ve proje için hazırlanacak web sitesiyle araştırmanın detayları ve sonuçları bilim insanları ve kamuoyuyla paylaşılacak, araştırmanın verileri başka çalışmalar için de kullanıma açılacaktır.

Projede kullanılacak betimsel müzik analizi yaklaşımlarından birincisi Alan Lomax’ın müzikbiliminin Avrupa merkezci analiz terminolojisinden ve bağlamlarından uzaklaşabilmek için geliştirdiği cantometrics’tir. Yaklaşımın ardındaki hipotez, popüler/halk şarkılarının bir kültürün hem sosyal ve psikolojik kalıplarının hem de tamamen müziksel kalıplarının özetini sunduğudur. Bu hipotez benimsenerek cantometrics birimleriaracılığıyla Türkiye’deki popüler müzik üretimindeki müziksel kalıplar saptanacak, bu kalıpların sosyal ve psikolojik durumlarla ilişkisi ortaya koyulacaktır.
Betimsel müzik analizinde kullanılacak ikinci yaklaşım, Dale Olsen (1995) tarafından Avrupa dışı müzik kültürlerinin analizi için hazırlanan dinleme formundan geliştirilecektir. Yine betimleme esasına dayanan Olsen’in dinleme formu, cantometricsbirimlerinde bulunmayan ya da kendi başına bir birim olarak vurgulanmayan unsurlar için tercih edilmiştir. Böylece Lomax’ın cantomericsbirimleri ile Olsen’ın dinleme formu, çalışmanın betimsel analiz kısmını oluşturacaktır.

Üçüncü analiz yaklaşımı, notasyonda ifadesini bulmayan fakat çağrışımlar yaratarak iletişimi sağlayan unsurların saptanması, yani semiyotik müzik analizidir. Bu yaklaşım temelde dilbiliminde tek başına anlam ifade etmeyen ancak girdiği sözlükbirime anlam katan en küçük dilsel birimler olan morfemlerin müzik analizine uyarlanmasıdır. Bu doğrultuda musemeolarak adlandırılan en küçük birimler saptanacak, museme’lerin bir araya gelerek bir kavramın ya da durumun çağrıştırdığı kapsama giren niteliklerin veya taşıdığı özelliklerin bütünü nasıl oluşturduğu ortaya konulacaktır. Bu noktada popüler müzik üretiminde müziksel çağrışımların sıklıkla görsel imgelerin yardımı ve desteğiyle oluşturulduğu ya da vurgulandığı da akla gelecektir. Bu nedenle semiyotik müzik analizinin bir ayağını da popüler müzik şarkılarının resmi video kliplerinin analizi oluşturacaktır; işitsel ve görsel imgeler arasındaki ilişkinin hangi çağrışımları yaptığı ve birlikte anlamı nasıl inşa ettiği ortaya koyulacaktır.